OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI NEDİR? | parkakademikozelegitim.com

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI NEDİR ?

Türkçe / English

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI NEDİR ?

Otizm spektrum bozukluğu (OSB) özellikle sosyal etkileşim ve iletişim becerilerinin gelişiminde önemli düzeyde güçlüklerle ortaya çıkan bir nöro-gelişimsel yetersizliktir. Yaygın gelişimsel bozukluk (YGB) olarak da adlandırılan otizm spektrum bozukluğu kendi içinde alt kategorilere ayrılır.


1.OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI(OSB) BELİRTİ ALANLARI

a. Sosyal Etkileşim Alanında Yetersizlikler

  • Göz kontağı kurma, yüz ifadesi, jest kullanımı gibi sözel olmayan davranışlarda yetersizlikler.
  • Gelişim düzeyine uygun akran ilişkileri geliştirmede yetersizlikler.
  • Diğer insanların duygularını anlama gibi sosyal-duygusal davranışlarda yetersizlikler.

b. İletişim Becerilerinde Yetersizlikler

Dikkat Sorunları:

  • Konuşulan dilin gelişiminde gecikme ya da hiç gelişme olmaması.
  • Karşılıklı konuşmada sorunlar. (örneğin; sohbet başlatamama)
  • Sıra dışı ve yineleyici ya da kendine özgü bir dil kullanma. (örneğin; kendisine söylenenleri tekrar etme-ekolali)
  • Gelişim düzeyine uygun oyunlar oynamada sorunlar. (örneğin; akranların oynadığı oyunlarla ilgilenmeme)

c. Sınırlı, Tekrarlayıcı, Kendini Uyarıcı Davranış, İlgi ve Etkinlik Örüntüsü

  • Sınırlı ve sıra dışı ilgi alanlarına takıntı düzeyinde sahip olmak. (örneğin; sadece uzayla ilişkili konularla ilgilenmek.)
  • İşlevsel olmayan ritüel veya rutinlere sahip olma ve bunlara aşırı bağlılık. (Örneğin; okula her gün aynı yoldan gidip gelmek.)
  • Kendini uyarıcı, tekrarlayıcı hareketler sergilemek. (Örneğin; parmak ucunda yürüme, sürekli göz kırpma)
  • Nesnelerle sıra dışı ve takıntı düzeyinde ilgilenmek. (Örneğin; dolap kapaklarını sürekli olarak açama kapatma)

2. OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU ALT KATOGORİLERİ VE ÖZELLİKLERİ

a. Otizm/Otistik Bozukluk

  • Yukarıda da bahsettiğimiz belirti alanlarından en az altı tanesini göstermesi gerekmektedir. Bu altı belirtiden en az ikisi sosyal etkileşim becerileri alanından, en az birer tanesi de iletişim becerileri ve sınırlı, tekrarlayıcı, kendini uyarıcı davranış, ilgi ve etkinlik örüntüsü alanlarından olmalıdır.
  • Yukarıdaki belirtilerden en az bir tanesi üç yaştan önce görülmüş olmalıdır
  • En sık görülen katagori olup, pek çoğunda zihinsel yetersizlik söz konusudur.

b. Asperger Sendromu

  • Sosyal etkileşim alanındaki belirtilerden en az iki ve sınırlı, tekrarlayıcı, kendini uyarıcı davranış, ilgi ve etkinlik örüntüsü alanından en az bir belirtinin görülmesi gerekir.
  • Dil gelişiminde belirgin bir gecikme bulunmamaktadır. İki-üç yaş civarında kelime ve cümle kullanımları başlayıp, beş yaş civarında akıcı bir konuşma görülmektedir. Ancak, özellikle sosyal etkileşimde belirgin güçlükler( Örneğin; karşılıklı sohbet etmede güçlük.), sıra dışı dil kullanımı ( Örneğin; ben-sen zamirini yanlış kullanma) söz konusudur.
  • Empati geliştirme gibi sosyo-duygusal davranışlarda güçlükler yaygındır.
  • Sıra dışı ve sınırlı ilgiler, üstün yetenekler görülmektedir. Zeka puanları 70’in üstündedir.
  • Motor becerilerinde belirgin güçlükler bulunmaktadır.

c. Rett Sendromu

  • Normal bir gelişim sürecinin ardından, yaşamın beşinci ayından sonra, baş büyümesinde durma, yavaşlama, özellikle el becerileri olmak üzere psikomotor beceriler ve diğer beceri alanlarında gerileme görülmektedir.
  • Tekrarlayıcı el hareketleri görülmektedir.
  • Erkeklerde nadiren görülen ve kızlarda görülme olasılığı çok yüksek olan nadir bir durumdur.

d. Çocukluk Dezentegratif Bozukluğu

  • Normal bir gelişimin ardından 24. Aydan sonra önceden kazanılmış sosyal-iletişim, motor ve zihinsel becerilerde önemli derecede bozulma söz konusudur.
  • Tekrarlayıcı, kendini uyarıcı davranış örüntüsü ortaya çıkmaktadır.
  • Görülme yaygınlığı erkeklerde yüksek olan, nadir bir durumdur.

e. Başka Türlü Adlandırılamayan Yaygın Gelişimsel Bozukluk/Atipik Otizm

  • Otizm spektrum bozukluğunun diğer alt kategorileri için yeterli belirti gösteremeyen, tanı ölçütlerini karşılamayan; ancak bir yandan da otizm spektrum bozukluğuna ilişkin özelliklerin görüldüğü durumlardır.
  • Sosyal etkileşim alanından en az bir, iletişim veya kendini uyarıcı davranış, ilgi ve etkinlik örüntüsü alanından en az bir belirti görülmektedir.
  • Özellikle, karşılıklı sosyal etkileşim geliştirmede önemli güçlükler görülmektedir.

OSB’nın görülme oranı önceki yıllarda 110’da bir iken, son tahminlere göre bu oran 88’de bir olarak bildirilmektedir. Bir başka deyişle, oldukça sık görülen ve artan bir yetersizlik türüdür. Bu artışın nedeni henüz bilinmemektedir. Erkeklerde görülme yaygınlığı kızlardan dört kat daha fazladır. Kızlarda belirti şiddeti daha yoğundur.

Otizm Spektrum Bozukluğuna Genel ve Özetleyici Bakış

  • Çevreleriyle ve özellikle de akranlarıyla sosyal etkileşim kurmada, dil ve iletişim becerilerinde çeşitli düzeylerde güçlükler yaşamaktadırlar.
  • Sosyal etkileşim için temel bir beceri olan ve normalde bir yaş civarında gelişen, diğerleriyle bir nesne ya da olayı paylaşma becerisi olarak tanımlanan ortak dikkat alanında önemli sorunlar görülmektedir. Örneğin, annesi coşkulu bir şekilde “aaa bak burada ne var” diyerek bir balonu gösterdiğinde, çocuk hiç tepki vermemektedir.
  • Kendini uyarıcı ve tekrarlayıcı hareketler bireylerin kendisine ve çevresine zarar verici formlarda olabilmektedir. Örneğin, sürekli kendi yüzüne vurabilmekte ya da etrafındakilerin saçlarını çekebilmektedir.
  • Değişen düzeylerde zihinsel yetersizlik söz konusu olmakla birlikte, bir kısmında belirli oranda üstün yetenek ve/veya normal/normal üstü zekaya rastlanmaktadır. Üstün yeteneklerin bir kısmı pek çok insanda bulunmayan sıra dışı zihinsel becerilerdir. Örneğin, hafıza, müzik, matematik gibi bazı alanlarda sıra dışı ve üstün yetenekler söz konusu olabilmektedir.
  • OSB’li bireylerde ağlama, saç çekme gibi davranış sorunları ve öfke nöbetleri sıklıkla görülmektedir.
  • Uyku problemleri, kokuya/sese/dokunulmaya karşı aşırı duyarlılık, tehlikeyi fark etmeme, anormal vücut duruşu, denge problemleri gibi duygusal ve motor bozukluklar görülebilmektedir.
  • OSB’li bireylerin pek çoğunda bazı psikiyatrik rahatsızlıklar da görülebilmektedir. Bunların belli başlıları; epilepsi, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu ile beslenme ve yeme bozukluklarıdır.

Otizm Spektrom Bozukluğu Nedenleri

OSB’nın nedenlerini açıklamaya yönelik, nörobiyolojik ve çevre temelli pek çok teori bulunmaktadır. Otizm spektrum bozukluğunun tek bir tipi olmadığı gibi oluş nedeni de sadece bir nedenden kaynaklanmaz. Son beş yılda, bilim adamları OSB ile ilişkili önemli birkaç gen değişikliği ya da mutasyon belirlemişlerdir. Bu farklılaşan genlerin çeşitli birleşimlerinin, otizm spektrum bozukluğunun karmaşık genetik yapısını oluşturduğu açıklanmaktadır (Aydın ve Saraç,2014; Turkington and Anan, 2007; www.autismspeaks.org). Bu genlerden çok az sayıda bile olsa OSB’ye neden olmak için yeterli olduğu belirtilmektedir.

Bununla birlikte, OSB vakalarının çoğunda OSB riski, genlerin ve erken beyin gelişimini etkileyen çevresel etmenlerin bir araya gelerek bu nörolojik-gelişimsel bozukluğa neden olduğu görülmektedir (www.autismspeaks.org; Fisch, 2005). OSB’nin sık görülen nöropsikiyatrik bozukluklar arasında olduğu ortaya konulmuş olmasına karşın, neden olduğu henüz aydınlatılamamıştır ve ana belirtileri üzerine iyileştirici etkisi olan bir tıbbî tedavi bulunmamaktadır (Autism Reseach Program, 2010; Bilgiç ve Cöngöloğlu, 2009). OSB’nin ortaya çıkmasında ağırlıklı rolü genetik etmenler oynamakla birlikte, bozukluğun tek başına genetik etmenlerle açıklanamaması, çevresel toksinlere maruziyet, gastrointestinal fonksiyonlarda bozukluk, otoimmünite (öz bağışıklık) gibi etkenlerin hastalığın ortaya çıkmasında rolü olabileceği varsayımlarının doğmasına neden olmuştur (Bilgiç ve Cöngöloğlu, 2009).

OSB’nin nedenlerine dair bu güne kadar birçok görüş ileri sürülmüştür. Bazı araştırmacılar çevreden gelen uyarıcıların işlendiği beyin bölgelerindeki işlevsel bozukluklar olduğunun ve beynin temporal bölgesindeki bu hasarın OSB’ye neden olabildiği üzerinde dururken, diğer araştırmacılar da vücuttaki kimyasal maddelerin (örneğin, kan ya da idrarda yüksek seratonin düzeyi) salgılanışındaki dengesizliklerle, ailelerin ya da çocukların zehirli kimyasal maddelere maruz kalmış olmalarını da neden olarak göstermektedirler. Bir diğer yandan, genetik araştırmacılar da OSB’de genetik etmenlerin rol oynadığını savunmaktadırlar (Birkan, 2009; Rutter, Bailey, Simonoff, Pickles, 1997; Volkmar, Klin ve Cohen 1997; Vural-Kayaalp, 2007). Bir başka görüşe göre ise gebelik döneminde kontrolsüz ilaç kullanımının OSB’ye neden olabileceği öne sürülmektedir (Sökmen, 2010; Vural-Kayaalp, 2007). OSB’nin nörolojik nedenlerden kaynaklandığı görüşü de ağır basmaktadır.

ÖZEL EĞİTİM SÜRECİNE NASIL DAHİL OLUNUR?

OSB’li bireyler eğitim sürecine dahil olması için öncelikle tıbbı tanının konması gerekmektedir. Bu bireyler için tanılama ölçeği bulunmamaktadır. Aile gözlemleri, çeşitli uzmanların çocuk gözlemleri ve aile görüşmeleri, gelişim değerlendirme araçları ve tanıya yönelik ölçekler doğrultusunda gerçekleşen davranışsal değerlendirmeler, bir çocukta OSB olabileceğine dair ilk bulguları otaya koyar. Bu bulgular doğrultusunda nörolog ya da psikiyatrist değerlendirme sonuçlarını yorumlayarak tanıyı koyar. OSB doğası gereği farklı alanların işbirliğini gerektiren bir yapıya sahip olduğu için tanı süreci ve sonrasında tıp doktoru, aile ve farklı alan uzmanlarının (özel eğitim öğretmenleri, fizyoterapist, dil ve konuşma terapistleri, psikologlar, psikolojik danışmanlar, okul öncesi ve sınıf öğretmenleri, çocuk gelişimciler) iş birliği çok önemlidir.

Otizm Spektrum Bozukluğu ve Özel Eğitim

OSB, henüz tıbbi olarak tedavi edilememektedir. Sadece, belirtilerin şiddetini ve çeşitli fizyolojik sorunları azaltarak veya ortadan kaldırarak özel eğitimden en üst düzeyde fayda alınmasını sağlayan ilaç kullanımı gibi çeşitli tıbbı uygulamalar söz konusudur.

Günümüzde, en umut veren ve olumlu sonuçlar getiren uygulama özel eğitimdir. Etkili bir özel eğitimle, OSB’li ve henüz tanıya ilişkin tüm belirtilerini göstermeyen, ancak “OSB için yüksek risk taşıyan” çocukların gelişimsel beceri alanlarında ilerlemeleri ve tanıya ilişkin belirtilerin azalması söz konusudur. Bu noktada var olan pek çok farklı özel eğitim yaklaşımından hangisinin birey için uygun olacağına bireyin özellikleri, uzamanların görüşleri önem taşımaktadır.

OSB’nin şu ana kadar bilinen tek tedavi yöntemi eğitimdir. OSB belirtilerini gösteren bireyin toplum tarafından kabul görmesi için uygun bir eğitim planı, profesyonel eğitimci desteği çok önemlidir. Uyum yetenekleri ve becerileri geliştirilip kendi kapasitesi içinde mümkün olan en üst düzeye gelebilir. Eğitime başlarken çocuğun hangi noktaya varacağı semptomların ne kadarının yok olacağı ya da azalacağı çocuğun probleminin şiddetine ve gösterdiği semptomlarının neler olduğuna, aldığı profesyonel desteğin ve eğitimin kalitesine bağlıdır.

OSB olan çocukların eğitimine başlanması ve gerekli müdahalenin yapılması için erken tanılama çok önemlidir. İlk üç yıl tüm çocuklarda olduğu gibi özel gereksinimli çocuklar için de dil gelişimi ve sosyal davranışlar açısından kritik bir dönemdir. Erken müdahale; duyusal-motor gelişim, dil ve sosyal gelişim, davranış yönünden de oldukça önemlidir. OSB olan bireylerin sadece öğretmen öğretimine dayalı eğitimin, otizm spekturum bozukluğu olan çocukların oyun becerileri, iletişim ve sosyal gelişimleri için yeterli bir yöntem değildir. OSB olan çocukların erken çocukluk döneminde engelli olmayan akranlarıyla da eğitimleri desteklenmelidir.

OSB belirtileri gösteren birey için eğitim verecek uzmanlar bireyin özelliklerine ve gelişim düzeyine uygun, gereksinimlerini karşılayacak bir eğitim programı planlar, uygular, sonuçlarını hazırladığı programa göre değerlendirir. OSB belirtileri gösteren bireyin sürekli ve yoğun eğitim alması çok önemlidir. Eğitim sürekli ve yoğun olmalıdır, yaşamın tüm alanlarında evde, sokakta, okulda eğitimin kesintisiz sürmesi ve ailenin de bu eğitime katılması önemlidir. Dolayısıyla toplumda kurumları ve bireyleriyle OSB olan bireyler konusunda bilinçlendirilmiş olması gerekmektedir.

ÖZEL ÇOCUKLARIMIZ İÇİN
EN ÖZEL EĞİTİM FIRSATI
HEMEN İLETİŞİME GEÇİN !

Biz Kimiz ?

Park Akademik Özel Eğitim Merkezi, otizm spektrum bozukluğu, zihinsel yetersizlik, down sendromu, dil ve konuşma güçlüğü ve özel öğrenme güçlüğü olan çocukların erken müdahale ve özel eğitim desteğiyle topluma kazandırılması amacıyla kurulmuş bir kurumdur.

Bizi farklı yapan en güçlü yönümüz; Çocukların aktif öğrenmesini, gözlemlemesini, araştırmasını ve farklı müfredatları tecrübe ederek, kendilerine özgü olanla devam etmelerini onları zorlamadan onların ilgi alanlarına eşlik ederek öğretmeyi amaçlıyoruz. Bunu yaparken oyun merkezli ilerliyoruz. Böylece çocuk sıkılmadan, baskı altında hissetmeden, kendi becerileri doğrultusunda oyun ile öğreniyor, keşfediyor ve gözlemliyor. Eğitimimizde materyallerin, fiziki yapının, doğanın, çeşitliliğin, yaratıcılığın ve oyuncakların önemine ve öğretmenin süreci kolaylaştırıcı olmasını önemsiyoruz.

Hızlı İletişim Formu

AKADEMİK DANIŞMANLARIMIZ

Akademik danışmanlarımızın bilgisi ve takibi dahilinde özel çocuklarımızın bireysel programlarını hazırlıyoruz.

Sağlık Bilimleri Üniversitesi

Protokolü

Uzm. Sezgin Kartal

Özel Eğitim Uzmanı

HEMEN KAYIT İÇİN ARAYIN !